İnsanlar kendi yarattığı cehennemde yanıyor
İnsanlar kendi cehenneminde yanıyor... Bu cümle, içinde bulunduğumuz çağın acı bir gerçeği değil mi? Her birimiz, kendi yarattığımız bir cehennemde kavruluyoruz sanki.
Bakıyoruz, savaşlar hiç bitmiyor. İnsanlar birbirini öldürüyor, şehirler enkaza dönüyor. Çocuklar yetim, kadınlar dul kalıyor. Neden mi? Güç, para, toprak hırsı yüzünden. İnsanların birbirine duyduğu nefret ve kin, dünyayı bir cehenneme çevirmiş durumda.
Açlık, yoksulluk, hastalık... Bunlar da cabası. Dünyanın bir ucunda insanlar açlıktan kırılırken, diğer ucunda insanlar ziyafet çekiyor. Bir kısım insan aşırı tüketimle kaynakları talan ederken, diğer kısım insan temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Bu nasıl bir adalet?
Teknoloji çağındayız ama insanlar yalnızlaştı. Sanal dünyada binlerce arkadaşımız varmış gibi görünüyor ama gerçek hayatta konuşacak kimsemiz yok. İnsanlar birbirine dokunmaktan, gözlerinin içine bakmaktan korkar oldu. Kalplerdeki buz duvarları nasıl eriteceğiz?
Kendi cehennemimizde yanmamıza neden olan bir başka faktör de tüketim çılgınlığı. Daha fazlasına, daha iyisine sahip olmanın peşinde koştururken, aslında kendimizi tüketiyoruz. Stres, kaygı, mutsuzluk... Tüketim çılgınlığı, bizi bir kısır döngüye hapsetmiş durumda.
İnsanlar olarak kendi cehennemimizi kendimiz yaratıyoruz. Savaşları, açlığı, yoksulluğu, yalnızlığı, tüketim çılgınlığını biz üretiyoruz. Peki, bu cehennemden nasıl kurtulacağız? İşte asıl soru bu...
Belki de önce kendi içimize dönmeliyiz.
Kendimizle yüzleşmeli, hatalarımızı görmeli ve değiştirmek için çaba göstermeliyiz. Sevgiyi, merhameti, dayanışmayı hatırlamalıyız. İnsan olmanın anlamını yeniden keşfetmeliyiz.
Unutmayalım, cehennem sadece bir yer değil, aynı zamanda bir duygudur. Ve bu duyguyu biz yaratıyoruz. O halde, gelin birlikte kendi cehennemimizi bir cennete dönüştürelim
Facebook Yorum
Yorum Yazın