Dezenformasyon Yasası

Seçimlere sayılı haftalar kala dezenformasyon yasası adı altında yeni bir yasa daha çıkartıldı Onun amacı AKP hükümetinin söylediğine göre yalan haberlerin önüne geçmek.. Oysa AK Parti yandaşları hariç Hiç Kimse buna inanmadı.

Orwell, 1984 romanında Parti Devleti'nin "Gerçek Bakanlığı’ndan söz eder. Bakanlığın görevi, isminin aksine, gerçeği gizlemek ve onu ortaya çıkaranları cezalandırmaktır. Adı Orwell'in distopyası,

İste buTürkiye'deki  "Dezenformasyon Yasası" da buoluyor. Yasa, isminin aksine, enformasyonun yayılmasını engellemeyi amaçlıyor. üç ay önce, Türkiye'nin en büyük medya grubu Doğan Holdingin el değiştirmesi olayını hatırlarsınız sanırım. Holdinge maliye bakanlığınca sürekli olarak baskınlar yapılmış defterleri incelemeye alınmış ve el değiştirilinceye kadar onunla bizzat uğraşılmıştı bu Tayyip Erdoğan'ın medyayı kendine bağlamasındaki en büyük adım olmuştuve merkez medyayı büyük ölçüde kendisine bağlamıştı.Fakat gözden kaçan bir unsur var, nedir bu unsurlar ; artık günümüzde servis sağlayıcısı var, sosyal medya kullanan milyonlar var. O yüzden "Sansür Yasası" ikili bir kıskaç yaratıyor: İlki, sosyal medya kullanıcılarını hapis cezalarıyla korkutmak, ikincisi sosyal medyaya erişimi zorlaştırmak...

Bunun için de her otoriter rejimde işe yaramış birkaç gerekçe yasaya yerleştirildi: toplumun büyük bir bölümü bu alınan kararın ve çıkartılan yasanın her türlü haber alma hakkının engellenmesi olarak yorumladı “Ülke güvenliğini tehdit", "halk arasında panik yaratmak", "kamu barışını bozmak..." vs. Zam haberinden yolsuzluk belgesine, enflasyon oranından salgın istatistiğine kadar.

Her içeriğe uyarlanıp, keyfi yorumlanabilecek. bu kıstaslarla haber alışverişine engel konulacak. Bilgiyi yayanlar hapiste cezalandırılacak; yayınlayanlarsa erişim engeliyle karşılaşacak. Böylece iktidarın sakıncalı gördüğü haberlere ulaşılamayacak. Mesela iktidarın kirli sırlarını deşifre eden Sedat Peker'in yayınlaması muhtemel belgeleri peşinen sansürlenmiş olacak. İşe yaramış orası belli olmaz, çünkü Medyaya en ağır baskıyı uygulayan İran'dan bile her gün yüzlerce video izliyoruz, Yasanın çıktığı gün "Fısıltı Gazetesi" milyonluk tiraja ulaşacak ve asıl dezenformasyon da oradan yayılacak. Yani aslında kirli çamaşırlar ortalara dökülmeye devam edecek yasağında aslında hiçbir hükmü olmadığı anlaşılacak.