Osman Kamacı

Osman Kamacı

Mail: osmankamaci@hotmail.com

Şaziye'nin Cücükleri

Bereketli olsun Şaziye abla, maşallah Kaz cücüklerini güneşe çıkarmış, yemlemeye başlamışsın.

Babana rehmet,  gız neydem anam, a bu andırlar evde didiklemediği yer bırakmadılar. Dedim heç olmazsa harman yerine çıkarayım da bir hava alsınlar.

Ey etmişsin Şaziye abla… Aman mukayyet ol, o geberesi Kartallar cücükleri kapmasınlar.

Gız hele buraya bak, bu sene o kadar emek verdim, kuluçkaya 20 tene yumurta koydum, hepi topu dört cücük çıktı, onları da kahrolasıca Kartallara kaptırırsak, kara kışı Kaz etinin tadına varmadan geçiririz.

Deme abla, biliyorsun, o meretler bıldır üç cücüğümü alıp götürdüler de,  ele arkalarında bakakaldıydık.

Meraklanma Kiraz, bak, kör Hasan’ın karısı süslü Cemile de cücüklerini harmana çıkarmış. Hemi de sürüynen… Gız Kiraz, gel bir çay içelim, ele git. Ataşın közüne koyduydum, demlemiştir şimcik.

Şaziye abla cücükler nolacağ.

 Gız heç bişey olmaz, süslü Cemile’nin sürüsüne bişey olmer de, benim dört cücüğe mi olacağ.

Şaziye cücükleri harman yerinde Allaha emanet bıraktı ve Kiraz ile evin avlusunda çay içmeye gittiler. Biraz sonra döndüklerinde cücükler adeta yer yarılmış içine girmişlerdi. Dördü de kayıp, dördünün de koca harman yerinde esemesi okunmuyordu. Şaziye şaşkınlıkla sağa sola koşuşturarak, cücüklerim de, cücüklerim diye dövünmeye başlamıştı. Elinde bir iki çalı çırpıyla kendi cücük sürüsünün etrafında dolanan süslü Cemile Şaziye’nin dellenmişçesine bu koşuşturmalarına daha fazla dayanamadı.

Gız nedir ele deli danalar kimi ordan, oraya heyheylenersın.

Cemile cücüklerim kayıp, a burya bıraktım Kiraz’nan bir çay zıkkımlandık, döndüm ki cücükler yok, gördün mü?

Yoğ anam, ben nerden görem. Ben cücüklerimin başındaydım, heç bişe de görmedım.

O hal bu meretler nereye getti Cemile…

Anam günahı boynuna ama sen cücüklerin başında yoğken o İnci’nin sümüklü oğlu Bayram a buralarda dolaner durerdi. Ben o götürdü demerım de, başkada heç bişe görmemişim.

 Ne? İnci’nin sümüklüsü buralarda dolaner miydi? Ben şimdi ona ne yapacağım, herkes görecek.

Gız Şaziye bak ben kimsenin günahına girmerım. Gözümnen görmedim, şahit olmadım. Dedi ve arkasını dönerek kendi cücüklerinin yamacına vardı. Şaziye süslü Cemile’nin verdiği ara gazı sonuna kadar bağırtarak doğruca İnci’nin evine yol aldı. Ortalığı ayağa kaldıran şirret bağırışlarını duyan kapı, bacalara döküldü. Tarladan dönen oğlu Cemşit olanlara bir anlam verememiş ve elindeki küreği bırakır bırakmaz soluğu Süslü Cemile’nin yanına aldı.

Cemile teyze neler oldu a burada, anam gene neye dellenmiş.

Vallaha ben de anlamadım Cemşit. Cücükleri mi kaybolmuş ne? Anan tutturdu İnci’nin sümüklü oğlu Bayram çalmıştır dedi ve İnci’nin evini basmaya gitti.Cemşit harman yerinde köstebeklerin toprağı kazıyarak, tepecikler oluşturduğunu gördü ve biraz daha yakından bakınca toprağın yeni kazıldığını fark etti. Zaman kaybetmeden annesinin peşinden koşarak doğacak her hangi bir tatsızlığı önlemeye çalışmanın telaşına düştü. Ama artık çok geçti. Çünkü annesi İnci’nin evine destursuz dalmıştı bile. Kapı açıktı ve İnci sekide oturmuş, dizine yatırdığı torununu uyutmaya çalışıyordu. Bir anda Şaziye kadını karşısında görünce şaşkınlıkla torununu bir kenara bırakarak ayağa fırladı.

Hoş gelmişsin Şaziye, hayırdır inşallah.

Hayır, mı dır, şer midir, onu o sümüklü oğluna sor. Söyleyin cücüklerim nerede, cücüklerimi nereye sakladınız. İnci neye uğradığını şaşırmış, Şaziye’nin bu anlamsız çıkışına verecek cevap dahi bulamadı. Bunu fırsat bilen Şaziye sırasıyla, avlu, ahır ve kileri kolaçan ederek her tarafı didik didik aradı. Hiç bir şey bulamayınca tekrar İnci’ye döndü ve ses tonunu biraz daha yükselterek.

Söyleyin cücüklerim nerede. Diye kaldığı yerden devam etti.

Anam şaşırdın mı sen? Ne cücüğünden bahsediyorsun be kadın. Verilen bu cevaba daha da öfkelenen Şaziye yeniden sazı eline alıyordu ki, Cemşit yetişti ve kolundan kavradı ve sarsarak kendine doğru çekti.

Ana yeter artık, yeter. Sen bizi rezil, rüsva ettin. Gel cücüklerinin yerini sana göstereceğim, gel. Dedi ve anasının kolunu bırakmadan harman yerine kadar adeta sürükledi. Toplaşan kalabalığa aldırmadan, yürümeye devam ederek Köstebek yuvasının başına kadar getirdi ve orada durdular. Sağına soluna bakındı ve hemen arkasında duran küreği eliyle kavrayarak köstebek yuvasını dağıtmaya başladı. Herkes büyük merakla neler oluyor diye bekleşirken, köstebeğin eşelediği deliğe doğru eğildi ve büyük bir hışımla elini daldırarak cücükleri sırasıyla çıkarmaya başladı ve yüksek perdeden saymaya başladı.

Bak ana bak, gözünü aç ve bana iyi bak. Milletin günahını aldığına sebep olan o cücüklerin neredeymiş gör. Bak ana, aha bu bir, bak ana aha bu iki, bak ana aha bu üç ve bak ana aha bu da sana döööört… Şaziye büyük bir utançla o kalabalığın içinde Süslü Cemileyi aradı, ama Süslü Cemile çoktan sırra kadem basmıştı bile.