Yerel Seçim Yarışı

Seçimler yaklaşırken partiler arası aleni savaş ta iyice belirginleşmeye başladı.

Muhalefet, son cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisinden sonra yerel seçimlere ittifaksız giriyor. İYİ Parti, CHP'nin iş birliği önerisini reddetti. Çünkü İYİ Parti, ittifak içinde, CHP'ye endekslendiğini, kimliğini yitirdiğini, tabanını kaybettiğini, giderek eridiğini düşünüyor.

Kimilerine göre de Meral Akşener, "devlete karşı son görevini yapıyor"; önce masadan kalkarak Saray'ı kurtardı, şimdi ittifakı yıkarak belediyeleri iktidara sunuyor. 30 yıl önce Erdoğan'a İstanbul'u kazandıran ve iktidarın kapılarını açan,1994 yerel seçiminde, İstanbul'da merkez sağ iki, merkez sol üç adayla yarışınca bölünen oylar karşısında Refah Partisi yüzde 25'le kazanmıştı. Muhalif partilerin ancak bir araya gelince kazanabileceklerini anlamaları tam çeyrek asır aldı. İttifakla İstanbul'u tekrar kazandılar. Şimdi ayrı kulvarlarda, aynı mayına doğru dörtnala koşuyorlar. Bu tabloda her muhalefet partisi kendi adayıyla yarışır da bölünen oylar sayesinde AKP'nin adayı olan Murat kurum kazanırsa ve Erdoğan İstanbul'u geri alırsa, bunun hem muhalefet hem iktidar için çok ciddi siyasi sonuçları olacaktır:

Başta Meral Akşener'in ikinci büyük hatasıyla (ya da devleti kurtarma refleksiyle) Erdoğan'a İstanbul'u teslim ettikten sonra siyasetten silinişini görmek hiç sürpriz olmaz. Böyle bir sonuç, liderliği yeni devralan Özgür Özel ve sıradaki Cumhurbaşkanı adayı gözüyle bakılan Ekrem İmamoğlu için de ağır yenilgi sayılacaktır. Ve Erdoğan'a, erimekte olan partisini toparlama, kaybettiği belediyelerin imkânlarına yeniden ulaşma şansı sunacaktır. Vebal büyük, ancak görünen o ki, "parti küçük olsun, benim olsun" ihtirası ve "rejimi muhalefete kaptırmama" refleksi daha büyük…