Melike Al

Melike Al

Mail: melike.al93@gmail.com

19 Çeyrek Altın Nerede? Enflasyon Raporu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Enflasyon Raporu, bir zamanlar ekonomik gidişatı anlamamız için kritik bir veriydi. Ancak bugün, bu raporlar, milyonlarca emekli ve asgari ücretli için acı bir mizah haline gelmiş durumda. 

Resmi rakamlar ile vatandaşın market sepeti arasındaki makas, artık bir uçurum değil, bir güven bunalımıdır. Ve bu güvensizliğin temelinde, iktidar çevrelerinde dahi fısıldanan o büyük şüphe yatıyor: Enflasyon rakamları, işçi ve emekli maaşları düşük görünsün diye bilinçli olarak manipüle ediliyor. 

Gerçek Alım Gücü Düşüşü: 19 Çeyrek Altın Nerede? 

Bu iddiayı lafla değil, somut bir tarihi gerçekle destekleyelim. 24 yıl öncesine, yani 2001 yılının hemen sonrasına, krizin derinleştiği ancak maaşların alım gücünün henüz tamamen çökmediği döneme bakalım. 

O dönemdeki ekonomik veriler net: Bir emekli maaşı, yaklaşık 15 gram altına veya 15 ila 19 adet çeyrek altına denk geliyordu. Emekli, tek maaşıyla yılın önemli bir bölümünü güvence altına alacak birikim yapabiliyordu. 

Şimdi cüzdanlarımıza bakalım. Bugün, en düşük emekli maaşı ile kaç tane çeyrek altın alabiliyoruz? Cevap, o dönemin dörtte biri, belki beşte biri bile değil. Emeklinin 24 yılda kaybettiği şey sadece para değil; itibarı, geleceği ve ekonomik güvencesidir. 

‘Sözde Zam’ ve Piyasaların Hızı 

Enflasyon, maaş zammı hesaplamalarının sihirli kelimesidir. Maaşlara yapılacak zamlardan hemen önce açıklanan bu “düşük” rakamlar, hayat pahalılığıyla boğuşan milyonların hissettiği oranın her zaman çok altında kalmaktadır. 

Asıl dramatik olan, maaş artışı yapıldıktan sonra yaşanan piyasa tepkisidir: 

Düşük Zam Kararı: Maaşlar, düşük gösterilen resmi enflasyona göre ayarlanır. Bu, zam öncesi erimiş alım gücünü bile telafi etmez. 

Hızlandırılmış Fiyat Artışı: Zamlar cüzdanlara girdiği anda, temel gıdadan kiraya, enerjiden ulaşıma kadar her şeye hızla yeni zamlar gelmeye başlar. Piyasalar, yapılan maaş zammını bir sinyal olarak algılar ve bu artışı anında fiyatlara yansıtır. 

Bir Yıllık Sabitleme: Asgari ücretli ve emekliler, aldıkları üç kuruş zammın piyasadaki yüksek fiyatlar karşısında daha ilk çeyrekte eridiğini görür. Ancak maaş zammı, bir sonraki döneme kadar, tüm bir yıl boyunca sabitlenir. 

Bu kısır döngü, resmi rakamların “enflasyon düştü” diye bağırmasına rağmen, sokaktaki vatandaşın cebinin neden her geçen gün daha da boşaldığını çarpıcı bir şekilde göstermektedir. 

Milletin haklı sorusu basittir ve nettir: Her şeye hızla zam gelirken, neden asgari ücrete ve emekli maaşına bir yıl boyunca zam gelmiyor? Eğer enflasyon düşükse, 24 yıl önceki 19 çeyrek altın alım gücümüz nereye kayboldu? 

Bu soru, sadece ekonomik bir eleştiri değil, milyonların adalete olan çağrısıdır. Ve cevabı sadece kağıt üzerindeki raporlarda değil, bizzat çarşı ve pazardaki boş tencerelerde saklıdır. 

Facebook Yorum

Yorum Yazın